"cras amet qui numquam amavit feles, quique amavit cras amet feles..."

16 Ekim 2012 Salı

Maltepe Belediyesi ve bir canın değeri

Evimizin önünde dik bir yokuş var. Bu yokuştan inen araçlar nedense önce yokuş boyunca iyice hızlanıp, sonra aşağıdaki caddeye varmaya metreler kala ani fren yapmayı zevk haline getiriyorlar. Yukarı çıkan araçlar ise yokuşu çıkabilmek için caddeye mümkün olan en yüksek hızda girmeye çalışıyorlar. 

Öte yandan, son zamanlarda bazı gençler sanki caddemizin trafiği yetmiyormuş gibi bir de altlarındaki bir takım "hurda yığını" araçlarla sokak arasında tuhaf akrobatik numaralar yapmaya giriştiler. Önceleri geceleri acı fren sesleriyle yapılan bu hareketler, son haftalarda özellikle cumartesi-pazar günleri gündüzleri de yaşanmaya başladı. Apartmanımızın üst hizasındaki sokaktan aşırı bir hızla evimizin önündeki caddeye dönen araçların arka tarafı aynı filmlerdeki kovalamaca sahnelerinde gördüğümüz biçimde iki yana savruluyor, otomobiller iki yana yalpalayarak biraz ilerledikten sonra yine aşırı hızla bir alt sokağa dönüyor ve orada da benzer tehlikeler yaşanıyor. Yayalar ve çocuklar güçlükle kaçıyor altlarından. Ve tabii gün geçmiyor ki bu sokakta bir hayvan ezilmesin...

Geçtiğimiz yıllar içerisinde bu caddede sayısız kedi otomobiller tarafından yaralandı veya öldürüldü. Komşum ve arkadaşım Füsun'un bir yaşındaki kedisi Bestami bir gece parka giderken caddenin ortasında hız meraklısı birinin kurbanı olmuştu. Ardından iki yıl önce mahallemizin yaşlı kedisi Havva'ya bir aracın iki tekerleği birden çarptığında şans eseri oradaydık da onu hemen veterinere koşturduk. Havva eski toprak olduğundan kazayı kanayan bir burunla atlatmıştı. 

Aradan geçen zamanda sayısız büyük ve yavru kediyi bu caddede ölü bulduk. Bu yılın başlarında zavallı Yadigar kırık bir bacakla bahçemize sığındığında onu bu hale getirenin yine hızlı giden bir sürücü olduğu bellliydi. Yadigar büyük masraflarla tedavi edildiyse de bir bacağı topal kaldı ve hala zaman zaman çok ağrı çektiği belli oluyor. 
Yadigar

 Diğer kediler ne yazık ki Yadigar kadar şanslı olamadılar. Önce genç bayan Kırık Kuyruk ortadan kayboldu. Çok sonra onun da bir otomobile kurban gittiğini öğrendik.

 
Kırık Kuyruk

Daha sonra mahallemizin beyefendi kedisi Arap Kadri bir otomobilin altında can verdi. Durumu haber aldığımızda onu veterinere götürme şansını birkaç dakika ile kaçırdığımızı öğrendik. Ama büyük olasılıkla veterinere götürsek bile yaşama şansı olmayacak kadar ağır yaralıydı.


Ardından alt sokakta birinin itina ile kısırlaştırdığı Habeş güzeli Puma da bir kazada can verdi. 

 Puma

Geçen perşembe sabahı kedileri kahvaltıya çağırdığımda her sabah koşarak yemeğe gelen Boncuk'un otoparkımızdan bana seslendiğini, ama yemeğe gelmediğini fark ettim. Önce biraz şaşırsam da, bana doğru sürünerek yaklaşmaya çalıştığını gördüğümde meseleyi hemen anladım: Boncuk da hız manyağı bir rezilin kurbanı olmuştu ve sol arka bacağını kullanamıyordu. Onu hemen otoparkta beslesem de, derhal derse yetişmem gerektiğinden bağrıma taş basarak otoparkta bırakıp gittim. 

Öğleden sonra eve gelir gelmez kedi kutusunu kaptım. Boncuk'u mama vaadiyle içine girmeye ikna ederek veterinere koşturdum. Çekilen röntgende sol arka bacağında bir kırık ve kalçasında da bir çatlak bulundu. Dayanılmaz ağrısı olduğu yüzünden anlaşılıyordu.

Boncuk altı gündür veterinerde. Şu anda kırık kemikleri ameliyat ediliyor. Topal kalması kaçınılmaz, ama belki gelecekte çekeceği ağrıları azaltmak mümkün olabilir. Çünkü henüz ancak bir yaşında.

  

Boncuk'un kazaya uğradığı gün Maltepe Belediyesi'ni arayarak evimizin önünde bulunan yokuştaki trafik sorununu anlattım ve yalnız hayvanlar için değil, insanlar için de büyük tehlike oluşturduğunu belirterek parkın çıkış kapısının alt ve üst hizalarına iki adet hız kesici yerleştirilmesini istedim. Altın Masa görevlisi derhal yapılacağını söylediğinde umutlanmıştım. Ama aradan geçen altı günde hiçbir çalışma yapılmadı.

Bugün eve geldiğimde acı haberi aldım. Parktaki kedi grubumuz içinde en güzel, en tatlı huylu ve en çok sevilenlerden biri olan pamuk tüylü, bebek yüzlü, yeşil gözlü Adonis'ime dün gece bir otomobil çarpmış. O Boncuk kadar şanslı olamamış. Sabah bulunduğunda çoktan can vermiş haldeymiş. Henüz bir yaşında bile yoktu. Keşke o da yaralı kurtulsaydı da ben yine Yadigar ve Boncuk gibi onu da tedavi ettirebilseydim. Bulabildiğim tek teselli, bir yıla yakın yaşamında bizimle sonsuz bir sevgi paylaşmış olması ve bizim de ona her gün sevginin yanı sıra en güzel yiyecekleri ikram etmiş olmamız. Artık bu kış o hiç üşümeyecek. Güle güle pamuk oğlum.


O hız kesiciler geçen hafta yapılmış olsaydı Adonis bugün hala kahvaltıya gelebilirdi belki de. Ama sürücülerin hız keyfinin yanında bir kedi canının önemi nedir ki? Ne yazık ki bu yol her gün yeni canlar almaya devam edecek.


Hız delisi sürücülerin son kurbanı bahçemizde büyüttüğümüz bir buçuk yaşındaki beyefendi kedimiz Misty oldu. Bir yandan nadir bulunur duman rengi kürküyle, diğer yandan da nazik ve zarif tavrıyla pek çok hayran toplamış bir gençti. Kazayı anında haber aldım, su ve kutu ile aşağı koştum. Beş dakika içinde aşağı vardığımda artık yaşamıyordu. Onu göz yaşlarıyla uğurladık.

Maltepe Belediyesi'ni geçen seçimde başımıza getirmeye katkıda bulunan oyumu, gelecek seçimde kalbimde Adonis, Misty ve tüm diğer kurbanlarla birlikte kullanacağımdan emin olabilirsiniz.